Zeytin ve çam ormanların denizle kucaklaştığı, iç içe geçmiş birbirinden güzel koyları, çevresini sarmalayan irili ufaklı 24 adası, adeta bir açık hava müzesini andıran mimari yapıları ve büyüleyici denizaltı dünyasıyla keşfedilmeyi bekleyen bir turizm cennetidir Ayvalık… Kent yaşamının koşturmasından uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak ve sessizliğin tınısında ruhunu dinlendirmek ise gönlünüzden geçen Ayvalık’ta aradığınızdan fazlasını bulursunuz. Türkiye’nin en güzel plajlarından olan Sarımsaklı’da denizin ve güneşin tadını çıkarabilir, gün batımını en güzel haliyle Şeytan Sofrasında yaşayabilirsiniz. Tarih kokan Cunda (Alibey) Adası’nda dolaşırken bir anda kendinizi Venedik’in labirenti andıran ya da Bizans’ın ihtişamlı sokaklarında bulabilirsiniz. Dalış tutkunuysanız şayet, Ayvalık’ın 60 dalış noktasında, Kızıldeniz’i aratmayan mercan resifleriyle bezenmiş gizemli su altı dünyasını keşfedebilirsiniz. Kısacası tatil anlayışınız ne olursa olsun Ayvalık, tüm misafirperverliğiyle karşılar sizi. Tek yapmanız gereken, fotoğraf makinenizi alıp yola düşmektir.
Ayvalık’ın Geçmişine Yolculuk
Tarihte Cisthna, Taliani ve Kydonia olarak adlandırılmış çok eski bir yerleşim merkezi olan Ayvalık’a ilk yerleşenler, Misyalılar’dır. Yunan adalarından göçen milletler, Edremit Körfezi’ndeki adalarda koloniler kurmuşlardır.
Ayvalık ve çevresi M.Ö. 330-30 yılları arasında Makedonyalıların, M.Ö. 30-M.S. 395 arası Romalıların, M.S. 395-1453 arasında Bizanslıların hakimiyetinde kalmış.
Ayvalık’ın bilinen tarihi 1623 yılına kadar uzanır. Korsanların sürekli saldırısı karşısında civardaki adalarda yaşayanlar önce Kabakum’a, sonra Eğribucak’a yerleşmişler ve korsan saldırıları devam edince bu kez Küçükköy’e, oradan da bir göl görünümündeki Ayvalık’a geçmişler. Fatih’in Midilli’yi almasıyla bölgede korsanlık sona ermiş, deniz güvenliği sağlanmış ve civar adalarda yaşayan halk, Ayvalık ve Cunda adasına yerleşmiş. Daha önceleri balıkçılıkla geçinen halk, sanayi ve deniz ticaretini geliştirerek Ayvalık’ı bir kent haline getirmiş.
18. yüzyılda başlayan gelişme, papaz ikonomou adıyla anılır. Osmanlı paşası Cezayirli Hasan Paşa ile kurduğu ilişki sonucunda Ayvalık’a otonomi sağlanır. 1773 yılında Ayvalık bağımsız bir yönetim haline gelir. Bu tarihten sonra kent gelişir, ekonomik ve sosyal gelişim mimariye de yansır. 1774 yılında yapılan Küçük Kaynarca Antlaşması ile tüm kıyı limanlarına konsolosluklar kurulur. Gelişim ve dışa açılmalar sırasında zeytinyağı, sabun fabrikaları kurulur ve ihracat başlar. Yılda 600 ticari gemi limana yanaşır. Bununla birlikte kente akademisyenler, din adamları, misyonerler, konsoloslar, sanatçılar gelmeye başlar. Bu durumuyla Akdeniz’in en tanınmış yerleşim yerlerinden biri olur. 1803 yılında açılan akademi, Batı Anadolu’nun en önemli akademisi olur. 1889 yılına gelindiğinde 20 bin nüfusu, 22 zeytinyağı fabrikası, 30 sabunhanesi, 80 değirmeni, 6 eczanesi, 11 mahallesi, 11 kilisesi, 6 okulu ve 4607 eviyle büyük bir yerleşim haline gelir. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, mübadele (nüfus değişimi) ile Ayvalık’ta yaşayan halk Midilli ve Girit gibi Yunan adalarına, orada yaşayan Türkler de Ayvalık’a yerleştirilir.
Ayvalık Gezi Rotası
Alibey (Cunda) Adası
Bu adanın, Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sindeki Yund Adaları olduğu, Yund adının giderek Cunda’ya dönüştüğü söylenir. Ayvalık’ta düşmana karşı ilk kurşunu attırmış komutan Ali Çetinkaya anısına ‘Alibey Adası’ olarak da anılır.
Ayvalık’ı açık denize karşı kapayan bu adaya bir köprü ile karayolundan geçmek mümkün. Yazları Ayvalık’tan Alibey Adası’na her saat motor seferleri de yapılıyor. Neo – klasik hayranları, sessizlik ve doğa ile birlikte olmak isteyenler için en uygun yer olan adanın yüksek kesimlerinden boğazların, adaların, iç içe girmiş koylarının güzellikleri seyre değerdir. Meşhur papalinası, deniz mahsulleri, mezeleri ve zeytinyağlı ot yemekleriyle ada merke-zinde sıralanmış balıkçı lokantalarında akşam yemekleri, adanın olmazsa olmazlarından.
Cunda Adası hakkında daha fazla bilgi için Cunda Adası (Alibey Adası) Ayvalık / Balıkesir yazımızı okuyabilirsiniz.
Çamlık
Şehrin hemen kenarında şehre hakim bir tepe olan Çamlık, çamlarla kaplı doğası ve kır gazinolarıyla keyifli bir dinlenme yeridir.
Pordoselene Kulesi
Pordoselene Uygarlığı’nın yeri olarak gösterilen Maden Adası’nın tepesindeki kuledir.
Taşlı Manastır (Timarhane Adası):
Çamlık Koyu’nun tam karşısında kocaman bir kayalık ve bu kayalığın dibinde küçük bir bina gibi görünen Timarhane Adası, mucizeleri nedeniyle bu adı almış. Adaya zincirlere bağlı olarak çıkanların, akılları başlarında indikleri söylenir.
Şeytan Sofrası
Yuvarlak bir sofrayı andıran görüntüsüyle sarp kayaların üzerinde bir tepe olan Şeytan Sofrası, deniz, koylar ve çamlıklarla süslü manzarasıyla gün batiminin en güzel izlendiği yerlerden biridir.
Tavşan Kulakları Tepesi
Şeytan Sofrası’nın yanı başındaki tepe olan Tavşan Kulakları Tepesi’ne çıktığınızda, kulak biçiminde, üç insan boyu yüksekliğinde iki kaya ile karşılaşırsınız. Dipleri toprakta değil, yatay plakamsı bir kayanın üzerinde duran bu doğa harikasının manzarası da görülmeye değerdir.
İlk Kurşun Tepesi
Önceki kuşağın “Ilyas Peygamber” dediği tepe olan ilk Kurşun Tepesi, kentin hakim noktasıdır. Cumhuriyet sonrasında, düşmana atılan “İlk Asker Kurşunu Anısına” “İlk Kurşun Tepesi” adı verilen bu tepe de görülmesi gereken yerler arasında.
Delikli Taş ve Kartal Yuvası
Çamlık Koyunda iskeleye gelindiğinde uç kısma kadar yürüyüp, Timarhane Adası’yla bulunduğunuz yer arasındaki boğaza bakıldığında, ayağınızın altından başlayan, denizin içine ilerleyen kayalıklara eskiler, “Kartal Yuvası’, az ötesinde ve denizden fışkırmış gibi duran delikli, katran rengi kayaya “Delikli Taş”diyorlar.
Çıplak Tepe
Eskilerin Kalın Dağ dedikleri kraterin tepesidir. Çamlık’taki Tenis Kulübü’nün arkasına düşer. Zirvesinden koyları ve adaları değişik bir açıdan görme olanağı bulabilirsiniz.
Hoşgörü Timsali İbadethaneleri
Saatli Camii
ilçe merkezinde Ismet Paşa İsmet Paşa Mahallesinde yerli Rumlar tarafından kilise olarak yapılmış, 1928’den sonra Camiiye dönüştürülmüştür.
Çınarlı Camii
ilçe merkezinde, Hamdibey Mahallesi’ndedir. 19. yüzyılın ikinci yarısında Ayvalık’ta oturan Rumlarca yapılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra camiye çevrilmiştir.
Ayışığı Manastırı
Alibey Adası’nın kuzeye doğru uzantısı olan Paterica mevkiinde bulunur. Kendine özgü yapısı ve özelliklerini büyük ölçüde koruyabilmiştir.
Taksiyarhis Kilisesi
1844 yılında inşa edilen kilise Hıristiyanlar ile Müslümanların bir arada yaşadığı kentin ilk mahallesinde yer alır. Mimari özellikleri, içteki mermer işçiliği, dini konuları işleyen tavan süslemeleri, İsa’nın doğumundan ölümüne kadar anlatan resimleri ve aziz portreleri ile kentin halen bozulmamış en dikkate değer yapısıdır
Taksiryaris Kilisesi (Alibey Adası)
Cunda Adası’nda bulunur. Tevrat ve İncil’den alınan dini konuların işlendiği fresklerle süslenmiştir.
Kumsallar
Sarımsaklı Plajları
Işık Tanrısı Apollon ile Ay Tanrıçası Selen’in aşkına tanıklık ettiği rivayet edilen Sarımsaklı, Türkiye’nin en iyi ve en uzun kumsalı olarak bilinir.
ilçe merkezine 8 kilometre uzaklıkta bulunan ve 7 kilometre uzunluğundaki bu plajlar, kumunun insan vücuduna yapışmama özelliğiyle dikkat çeker. Ülkemizin en güzel plajlarından biri olan Sarımsaklı, birçok konaklama tesisine, kafelere, deniz mahsulleri satan restoranlara ve eğlence mekanlarına sahiptir.
Altınova
Ayvalık ilçesinin şirin bucağı Altınova, temiz sahillere sahiptir. ilçe merkezine 13 kilometre uzaklıkta olan belde, piknik ve gezi yerleriyle orman içinde dinlenmeye de olanak sağlar.
Ali Çetinkaya (Armutçuk)
ilçenin kuzey kıyısında temiz, ince kumuyla halka açık bir plajdır.
Alibey Adası (Cunda)
ilçe merkezine karayolu ile 8 kilometre uzaklık-tadır. Çevresi doğal plajdır.
Su Altı Dünyası
Türkiye’nin en zengin sualtı dip yapısına sahip Ayvalık, özellikle 24 adası ve 60 civarı dalış noktasıyla 12 ay dalış imkanı sağlıyor. Sualtı florası ve faunası bakımından ekolojik niş oluşturan Ayvalık adalarında binlerce yıldan beri oluşan deniz dibinin güzellikleri ve zenginliklerini görebilmek mümkün. Sualtı biotası bakımından çok zengin bir bölge olan Ayvalık, 34 noktada “kırmızı mercan” tespit edilmesiyle Kızıldeniz’in önüne geçerek, birinci sıraya yerleşiyor. Türkiye’de kırmızı denizyıldızı da sadece bu yörede bulunurken, deniztavşanı da yoğunluklu olarak Ayvalık sualtında görülüyor.
Balikadamlar tarafından en çok tercih edilen dalış bölgesi olan Ayvalık’ta, mercan resifleri açısından çok renkli zengin dip yapısı ve tartışılmaz berraklıktaki deniziyle çok sayıda dalış bölgesi mevcut. Hava koşullarının kötü olduğu zamanlarda bile dalış yapılacak bölgelerin bulunması, derin akıntı, gece, reef dalışları ve değişen derinlikteki bölgeleriyle Ayvalık, her seviyedeki dalgıca hitap ediyor.
YAPMADAN DÖNMEYİN!
- Papalina, Ayvalık tostu, lokma, sakızlı dondurma, Ayvalık Kurabiyesi ve lor tatlısı yemeden,
- Sivil ve dini mimari yapıları görmeden,
- Cunda Adası’nı gezmeden,
- Ege mutfağına özgü zeytinyağlı ot ve sebze yemeklerinden tatmadan,
- Şeytan Sofrası’nda gün batımını izlemeden,
- Günübirlik adalara yapılan tekne gezilerine katılmadan,
- Zeytin ve zeytinyağı tatmadan, zeytinyağı sabunlarından almadan dönmeyin.